BETÜL KAMER ZOR OLANI BAŞARIYOR
BETÜL KAMER ZOR OLANI BAŞARIYOR
REKABET HER SAVAŞIN BAŞLANGICIDIR
Son zamanlarda duyduğumuz en önemli eğitimlerden biri Montessori Eğitim Sistemi oldu. Bu konuda bir çok kişi bu eğitim sisteminin ne olduğunu merak edip araştırma yapmaya başladı. Belkide ülkemizde yeni duyulmaya başlayan bu eğitim sistemini, bu mesleğin eğitimcisi ve uygulayıcısı olan işin uzmanı bir isme sorduk. Betül Kamer Montessori Eğitim Sistemini Cinemascope Dergisine anlattı.
1-Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Merhaba Adım Betül Kamer. Montessori öğretmeni ve eğitmeniyim.
Montessori eğitimini diplomasını Mario Montessori tarafından almış eğitmenler tarafından eğitim aldım. AMS vakfının ve West Side Montessori School vermiş olduğu ilham veren öğretmenler bursuyla 6-12 yaş İlkokul Montessori eğitimi New York’ta aldım. Eğitim sektöründe Profesyonel olarak Dünya ve Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarında 10 yıllık çalışma deneyim var.
Üniversite döneminde stajımı Oxford Üniversitesine bağlı Montessori okullarında çalıştım. İstanbul’da 3-6 yaş sınıf öğretmenliği, Öğretmen Eğitim Programı Koordinatörlüğü ve Ar-ge uzmanı olarak birçok başarılı projeye imzam bulunmaktadır. Özellikle 2019-2021 yılları arasında öğretmen eğitimi programı ile nitelikli Montessori eğitimcisi yetişmesine büyük katkıda bulundum. Bunun yanı sıra devlet kurumlarında Montessori eğitim yöntemlerine ilgi duyan öğretmenlere seminerler vererek, farklı birçok ilde sınıf öğretmeni olan kişilerin sınıflarında Montessori eğitimi uygulamalarına fark yaratan eğitimcilere yetişmesine katkı sağladım.
2- Mesleğiniz hakkında bize detaylı bilgi verebilir misiniz?
Montessori öğretmeniyim ancak Montessori gönül vermiş kişiler öğretmen kelimesi yerine rehber kelimesi kullanmayı tercih eder çünkü işin özünde biz çocuklara bir şeyler öğretmek yerine çocuğun sahip olduğu potansiyeli açığa çıkarmayı hedefliyoruz. Bu da iyi bir rehberle mümkündür. İyi bir rehber çocuğu çok iyi tanır, ihtiyaçların farkındadır ve çocuğun kendini anlaması ve evreni keşfetmesi için ona sadece rehberlik yapar. Maria Montessori insan potansiyelini eğitmek adlı kitabında bir eğitimciyi şöyle tarif eder "İyi öğretmenin sırrı, çocuğun zekasını, ateşli hayal gücünün sıcaklığı altında büyüyen tohumların ekilebileceği verimli bir alan olarak görmektir. Bu nedenle amacımız, çocuğu sadece anlamasını sağlamak değil, onu ezberlemeye zorlamak değil, aynı zamanda onu özüne kadar heyecanlandırmak için hayal gücüne dokunmaktır. " Bu bakış açısıyla bende yaptığım işte çocukları heyecanlandıran ve onlarla birlikte öğrenme yolculuğuna çıkan bir eğitimciyim diyebilirim.
3- Montessori Eğitim Sistemi nasıl bir sistemdir? Ve bu sistemin amacı nedir?
Maria Montessori tarafından 1907 yılında eğitilemez denilen çocukların gösterdiği büyük başarılı ile tüm dünyada ilgi odağı olmuş ve 100 yılı geçen bir süredir güncelliğini ilk günkü gibi koruyan bir eğitim sistemidir. Çünkü gücünü evrenden ve evreni çocuğa göstermenin basit ve çok güçlü yöntemlerini keşfetmiş. Bu yöntemlere evrenin anahtarları ismini vermiş. Günümüz dünyasından baktığımızda yaşama dair her şey çok hızlı bir değişim içinde. Örneğine son zamanlar sıkça duyduğumuz Meta verse ile yeni bir dönemin hazırlıkları yapılıyor ancak bunu en iyi anlamamız yolu evreni bilmekten geçiyor. Meta kelime anlamıyla “ ilerisi" verse (uni)verse evren kelimesinde geliyor yani evrenin ötesi geçmenin yolu evrenin anahtarlarını bilmekten geçiyor. Eğitim yaklaşımın en genel amacı bireye evrenin büyük resmini göstererek kozmik bilinci ve görevini göstermek. Bunu yaparken de çocuğun özüne dokunarak gelecekte kendini gerçekleştirmeleri için erken yaşta zihinlerine tohum ekiyor.
4- Özellikle çocuklarımızın bu sistemle eğitilmesi dünyamızın ve ülkemizin gelecek nesilde nasıl olmasını sağlayabilir?
Montessori eğitim sistemin en güçlü tarafı otantik bireyler yetişmesine sağlıyor. Geleneksel eğitim sistemleri ve alternatif yaklaşımlarda çocuk temelli gibi gözükse de çocuğa dışarıdan bir yaptırım gücü bulunmaktadır. Montessori yaklaşımında ise hazırlanmış çevre içerisinde çocuk özgür bırakılarak potansiyelini keşfetmesi için ona rehberlik yaparız. Bu rehberlik iyi bir gözlem sonucunda ilerler. Çocuğun değerleri ve yönelimlerine göre çalışmalar seçilir. Bir sınıf içinde çocuklar dersleri farklı zamanda, farklı şekilde öğrenir. Bu sınıflarda ne kadar çok özgünsen arkadaşların tarafından saygınlık kazanıyorsun. Bu SINIFTA ALTIN KURAL OTANTİK OLMAK. Bunu sözel olarak hiç ifade ettiklerini duymadım ama sınıf ortamında o atmosfer hissediliyor. İkinci fark ettiğim olgu; kimse birbiriyle rekabet etmeye ihtiyaç duymuyor. Sınıf içinde ders çalışmaya başladığımızda her biri farklı alanda çalışıyor- yazıyor- çiziyor ama kimse arkadaşıyla kendini mukayese etmiyor. Ders çalışırken genelde çalışma arkadaşı seçiyorlar ve bir dersi birlikte yapmaktan çok keyif alıyorlar. Gün sonun iki çocuğun çalışmasını kontrol ettiğimde birbirinden farklı cümleler yazdığını görebiliyorum.
Birey olarak yaşamlarımıza baktığımızda her birimizin en büyük değerimiz otantik yönümüzü farkında olarak bir yaşam yolunu keşfetmiş olmak. Bu eğitim sisteminde mezun olan çocuklar erken yaşta bu değere sahip olan bireyler arasında oluyorlar.
5- Montessori Eğitimi ile barış eğitimi nedir. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
Maria Montessori yaşadığı dönem içinde birçok savaşa tanıklık etmiş, göç ettiği ülkelerde mülteci konumuna düşmüş, Hindistan’da savaş esiri olmuş. Eğitimci kimliği yanı sıra bulunduğu konum itibariyle savaşı derinden deneyimlemiş. Bu deneyim ona barış eğitimi konusunda çocuklara ve eğitimcilere yönelik ders programı hazırlamada ilham olmuştur.
Montessori bir konferansında eğitimcilere seslenerek “Herkes barıştan bahsediyor ama kimse barış için eğitim vermiyor. Bu dünyada eğitimi rekabet içinde veriyoruz ve rekabet her savaşın başlangıcıdır. İşbirliğini ve dayanışmayı öğrettiğimiz o gün barış için eğitim vermiş olacağız.” tespitleriyle dünyada barışı getirecek bir eğitim modeli oluşturduğunu ifade etmiştir. Maria Montessori, çalkantılı zamanlarda ideallerinin peşinden gitti. Savaş ve politik kargaşa içinde yaşamak, Montessori müfredatına barış eğitimini ekleyerek dünya mirasına büyük katkı sağladı.
6- Çocuklar dışında Montessori eğitimi almak mümkün mü?
Günümüz çağında Montessori eğitim sistemine çocuklar kadar yetişkinlerinde ihtiyacı olduğunu gözlemliyoruz. Maria Montessori bu ihtiyacı kendi döneminde fark etmiş ve eğitimcilere eğitim sırasında kendilerine yaklaşmaları için “öğretmenin ruhsal hazırlığı” adlı bir eğitim vermiş daha sonra bu eğitimini “insan potansiyelini eğitmek” adlı kitabında paylaşıyor.
Eğitimlerimin sırasında katılımcılar sadece Montessori sistemini öğrenmiyor kendileri de yaşamlarında bir dönüşüm başlatıyor. Evreni öğrenme ve öğretme tutkum ülkemin bir ucundan bir ucuna birçok öğretmene rehber oldu. Bu vesileyle kendini keşfettiler ve öğrencilerine ufuk açıcı sunumlar yapmalarına sağladı.
7- Bu mesleği yapmak için nereden ve nasıl bir eğitim almak gerekir?
Montessori eğitim alanında eğitim veren yurtdışında ve yurtiçinde çok çeşitli programlar var. Özellikle yurtdışında çalışmak için uluslararası AMS – AMI, MACTE gibi kurumlardan eğitim aldığınızda bu alanda çalışmaya yetkin bir birey olabiliyorsunuz. Bu programlara kabul edilebilmeniz için öğretmenlik mezunu olma şartı aranmıyor. Farklı disiplinlerde eğit almış hukuk, ekonomi, sosyoloji gibi alanlarda çalışan bireylerde bu eğitimi başarıyla tamamladıktan sonra eğitimci olarak çalışabilir.
Ülkemizde bu alanda çok kaliteli eğitim veren kurumlar olduğu gibi bir kurum onayı olmadan da eğitim veren çok fazla kişi bulunmaktadır. Yakın bir zamanda bende yurtdışında ve yurt içinde edindiğim deneyimleri özgün bir eğitim programını Türkçe olarak eğitim vermeyi planlıyorum.
8- Mesleğinizde başarılı olmayı neye borçlusun?
Çocukluğumda hatırladığım ilk anı dünyanın ve evrendeki her şeyin birbiriyle olan uyumuna ve hareketine olan merakımdı. Çocukluğumda uzun süre yıldızları izler, dolunay ve yeniay gözlemi yapar, doğayla ilgili pek çok konuya öğrenmek için heyecan duyardım. Çocukken her bireyin benim gibi evrenin ahengine hayret duyduğunu düşünürdüm ama zamanla anladım ki benim gördüğümü görmüyorlar. Zamanla yaşadığım ortamlar, okullar ve kişiler değişse de bu merakım beni yaşamda tutan motivasyonum olmuş, merakım zamanla form değiştirmiş ve ben her fırsatta o konularla ilgili derslere, doğaya ya da buna yönelik kitaplara yönelmişim. Doğa beni yalnız bırakmayan en bilge öğretmenim olmuş.
Üniversite yıllarımda bir seminer sırasında Montessori eğitimiyle tanışmam ve devamında Oxford çiftlik okulunda çalışmak bu alanın benim yaşam amacım olduğunu ve çocuklara Montessorinin göstermek istediği evrenin büyük resmini gösterecek kişi olduğumu hissettim. Yaşam amacınızı keşfettiğinizde yaptığınız işi aşk ile yapmaya başlıyorsunuz ve tutkuya dönüşüyor. Mesleğimde başarılı olmayı iç sesime borçluyum. O her zaman benim için en iyisini söylüyor
9- Mesleğinizdeki hedefiniz nedir?
21.yy. eğitim dünyasına yakından baktığımızda zor bir dönemden geçtiğini görüyoruz. Geçmişle kıyasladığımızda daha çok imkana sahip olmak, daha çok bilgi kaynağına hızlı ulaşılabilir olması eğitim sektöründe çocukların yaşamlarında fark yaratmadı. Tam tersine gün geçtikçe çocuklarda davranış problemleri, teknolojin getirdiği bağımlılıklar ve pek çok sorun büyüyerek artıyor. Bence gelecekte en çok ihtiyaç olacak konu otantik kimliklerini keşfetmiş insan ihtiyacı olacak çünkü fiziksel olarak pek çok işi robotlar yapabilir ama insanın yerine geçemeyecek tek konu yaratıcılık ve doğuştan getirdiğimiz eşsiz potansiyelimiz.
Eğitimde misyonum Montessori yaklaşımını kullanarak çocukların yaşamlarında fark yaratacak özgün bireyler yetişmesini sağlayan eğitimciler yetiştirmeyi hedefliyorum. Gelecekte vizyonum Maria Montessorinin Kozmik eğitim vizyonu kullanarak okul kavramını yeniden tanımlamayı ve otantik bireylerin yetişmesi.
10- Son olarak okuyucularımıza ve takipçilerimize neler söylemek istersiniz?
Bilim insanlarını yaşamlarını okuduğumda bana en çok ilham veren kişi Albert Einstein olmuştur. Albert Einstein tutkusu sadece evreni anlamaktı. Tutkusun peşinden giderken önce potansiyelini keşfetti sonra potansiyelini insanlığın hizmetine sunacak keşiflerde bulundu. Çocuklarla çalışırken her biri benim gözümde bir Einstein çünkü doğuştan getirdikleri merak duygusunu içindeki potansiyelleriyle buluşmasını hedefliyorum.
Maria Montessori eğitimlere yönelik verdiği bir seminerde şöyle sesleniyor;
“Sürekli evrim geçiren çağımızda çevremizdeki kültürel gelişime bakınca çocuklara sunabileceğimiz şeylerin sınırsız olduğunu görüyoruz. Bu çocuklara verilecek ders program haricinde, ilgi tohumların olabildiğince geniş saçmakla mümkün olduğunu bize hatırlatır. Bu tohumlar zihinde ağırlık yapmaz ancak uygun zaman bulduğunda ekin vermeye hazır bekler. “Çocukların zihinlerine ilgi tohumu ekecek ve onları tanıyarak onlara hizmet etmenin yolunu keşfetmiş eğitimciler yetişmesini diliyorum.
Röportaj : Gülay Kılıç
Mail : gulaykilicofficial@gmail.com
İnsta : gulaykilicofficial
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.