deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler bahis siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler

IŞIL AKSAKAL İLE ÇOK ÖZEL

Röportaj 15.04.2022 - 11:42, Güncelleme: 15.04.2022 - 22:52
 

IŞIL AKSAKAL İLE ÇOK ÖZEL

'Işıl Aksakal ''Her an tekrar seçme sansımız var, her an hayatimizi istediğimiz şekilde değiştirme gücüne sahibiz.''
Son zamanlarda en çok konuşulan ve merak edilen konulardan biri zihin dönüşümleri ve meditasyonlardı. Bu konuyu ile ilgili Zihin dönüşüm teknikleri uzmanı ve nefes terapisti Işıl Aksakal tüm merak edilenleri Cinemascope Dergisine anlattı.   Işıl Aksakal kimdir? Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Zihin dönüşüm teknikleri uzmanı, nefes terapisti ve bilgisayar mühendisiyim. On yılı aşkın suredir zihin dönüşümü teknikleri, nefes, meditasyon eğitimleri veriyorum. Dünya çapında tanınmış ustalardan aldığım eğitimleri, 15 yıldır kendi hayatimin her alanında uygulayarak rafine hale getirdim.  Herkes tarafından anlaşılır, uygulanabilir, pratik eğitimler hazırladım.   Ayni zamanda 8 yıldır Kanada’da yaşıyor ve bilgisayar mühendisi olarak çalışmaya devam ediyorum. Her ne kadar iki meslek birbirinden farklı görünse de aslında birbirlerini besliyorlar. Su anda on yıldır eğitmenliğini yaptığım; Eckhart Tolle, Marianne Williamson gibi spritüal öğretmenlere de ilham olmuş bir bilinç dönüşüm programı olan Mucizeler Kursu hakkında bir kitap yazıyorum.   2-Zihin dönüşüm teknikleri nelerdir? Zihin eğer onun tarafından kullanılmaz da onu işlevsel bir şekilde kullanmayı öğrenirsek çok faydalı bir araç. Farkındalığımızı yükseltip zihni gözlemlemezsek o yaşamımızı yönetir, gereksiz yere acı üretir. İnsanın çektiği acının büyük bolumu gereksizdir. Yani zihin gözlemlenmezse koşullanmış olarak çalışır ve acı üretir. Zihin donuşum teknikleri zihni limitli inançlardan, duygusal yüklerden, koşullanmalardan arındırmak için tasarlanmış çalışmalardır. Sürekli geçmiş ya da gelecekte yaşayan zihni su ana getirmek, açık bir görüş kazandırmak asıl hedeftir. Ezbere yaşamayı, tepkisel ve dürtüsel karar almayı bırakmayı sağlarlar.  Zihnimiz her şeye iyi kötü doğru yanlış dediği için ya sürekli bir şeyleri yasamaktan kaçınıyor ya da sürekli bir şeylerin pesinden koşuyor. Çünkü her duruma limitli bir algıyla bakıyor. Zihin çalışmaları bakış açımızı genişleterek gerçekçi ve net bir görüşe sahip olmamızı sağlar.   3- Mesleğinizdeki bu tekniklerde amaç ve hedefiniz nelerdir? İnsanların zihinlerindeki ve hayatlarındaki limitlerin üzerine yükselmesine, kendi özünün sınırsızlığına uyanıp her anlamda tatmin edici bir hayat yaşamasına yardım etmek. Herkes özünde sınırsız güç ve bilgeliğe sahip. Ama bu güçle nasıl bağlantıya geçeceğini çoğu insan bilmiyor. Dikkatimizin çoğunu dış dünyaya verdiğimizde onu güçlendiriyoruz ve kendimizi, kendi gücümüzü her gecen gün unutuyoruz.  Basitçe, bilincimizin ışığını içimize tutmak diyebiliriz bu uygulamaların bütününe. Farkındalığımız iç dünyamıza çevirdikçe bize hizmet etmeyen düşünceleri temizlemeye, bahşedemediğimiz duyguları bütünlemeye ve kendi oluşumuzu, özümüzü fark etmeye başlıyoruz. Böylece hem içimizdeki huzur ortaya çıkıyor, kendimizi tam ve bütün hissediyor ve bulunduğumuz anda var olmanın tadını çıkarmaya başlıyoruz. Hem de net olduğumuz için gideceğimiz yönü biliyor, kendi gücümüzü hissettiğimiz için de ilk zorlukta bırakıp geri donmuyoruz. Bu da hayatta yasamak istediğimiz deneyimleri yaşamamızı mümkün kılıyor. Çabalama ve yapma döngüsünde o kadar kaybolmuşuz ki var olmayı unutmuşuz. Ama bu dünyada aldığımız sonuçlar ne yaptığımız kadar nasıl bir bilinç haliyle yaptığımızla ilgili. Yani hem içsel hem dışsal yolculuğumuzun kalitesi bilincimizi ne kadar yükselttiğimizle ilgili. Önünüzde birçok yol olduğunu duşunun. Yerde olduğunuz seviyeden baktığınızda,  gördüğünüzle hangi yolun istediğiniz noktaya gittiğini bilemezsiniz, hangisinin kısa hangisinin uzun olduğunu, hangisinin dağlık taşlık olduğunu görmezsiniz. Ama yeteri kadar yukardan bakarsanız görüşünüz o kadar netleşir ki seçtiğiniz yoldan hem keyif alır hem de istediğiniz yöne gitmiş olursunuz.   4-Birçok meslek dalını bir arada yapan insanlar mevcut ve zihinsel yorgunluk yaşıyorlar. Sizce bu tekniklerle zihin yorgunluğunu atabilmek mümkün mü? Mümkünse neler önerirsiniz? Zihin yorgunluğunun sebebi sessizleşememesi. Nasıl sessizleşeceğini bilmemesi. Su anda ne kadar çok şeyle meşgul olduğumuzla ilgili değil. Zihnimizde ne kadar çok gurultu olduğuyla ilgili. Bu zihni zorla susturmak, düşünmemeye zorlamak değil, bunu denerseniz zaten ise yaramadığını görürsünüz. Zihni izleyerek başlıyoruz. Zihnin mekanizmasını anlayarak. Zihindeki gurultu, durmadan akan ya geçmiş hakkında ya gelecek hakkında düşünceler. Zihninizi bir dakika izleyin ve düşüncelerinizi not etmeye çalışın, göreceksiniz ki Kesintisiz düşünce akısı var. Bu düşüncelerin büyük kısmı bir işimize yaramıyor aksine bizi kapana kısılmış gibi yaşatıyor. Zihin çalışmaları, nefes ve meditasyonla zihindeki gurultu önce azalıyor sonra yok oluyor, o zaman zihin netleşiyor ve her şey hızlanıyor. Okuduğunuzu anlıyor, dinlediğinizi duyuyor yaptığınızda hızla ilerliyorsunuz. Ne istediğinizi biliyor onunuzu net görüyorsunuz.  Siz düşünceleri tanık olarak izlemeye başladığınızda zihin sakinleştirir, siz düşünceleri izlemeye başlayınca zihin eskisi kadar gereksiz düşünce üretemez. Zaten bu haldeyken ürettiği düşünceler çözüm odaklı ve işlevsel düşünceler değil, daha çok gurultu. O gurultu azaldığında gerçekten düşünmeye başlıyoruz, konsantrasyon dediğimiz bu. Konsantre olarak çalıştığınızda yorulmazsınız, zihniniz dağınıksa ve çalışmaya çalışıyorsanız yorulursunuz. Zihin ne kadar geçmiş ve gelecekle meşgulse o kadar üretmekten uzaktır. Yaratıcı düşünceler sessizlikte ortaya çıkar. Dış ortamın degil zihnin sessizliğinde. Dinginleştiğinizde. 5-İş bulamadığı için ya da memnun olmadığı bir işte çalışanlar için zihinsel bunalım söz konusu olabiliyor. Mesleğinizle Zihinsel bunalıma girenlere çözüm yolu bulabilmenin yolları var mı? Var ise nelerdir? İş bulamamak da çalıştığımız iste mutlu olmamak da zihnimizdeki kalıplar ve onun sonucunda oluşan duygusal yüklerle ilgili.    Aslında içinde sıkışıp kaldığımız su anda içinde bulunduğumuz hayat koşulları değil, zihin halimiz ve duygularımız.  Bizi o kadar aşağı çekiyor ki hiçbir şey yapmaya gücümüz yetmezmiş gibi bir yanılgı oluşuyor.  Kendimize ve duruma dışardan bakamadığımız için ne kendi potansiyelimizi ne de durumun içindeki potansiyelleri görüyoruz. Her şeyden önce çalışmak hakkında çok ciddi yargılarımız var. Kendimizle ilgili yargılarımız var, neyi yapıp neyi yapamayacağımızla ilgili limitli inançlarımız var. Yaptığımız isle, yapmamız gerekenle, neyi hakkedip neyi etmediğimizle. Kendini diğer insanlarla kıyaslama, kendini değersizleştirme, başkaları tarafından yargılanma korkusu, kendini ispatlama çabası, zarar görme, issiz kalma korkusu vs. Bunlar aşılmadan bir değişim mümkün mu? Peki bunlar nasıl değişir? Is değiştirerek mi, pozisyon değiştirerek mi, çalışmayarak mı? Piyangodan para çıkıp, büyük bir miras kalınca mı? Hiçbiri değil, is değiştirirseniz ve algınız ve duygusal haliniz değişmediyse benzer sorunları tekrar ve tekrar başka kişilerle yaşayacaksınız.  Ki donup bir geriye bakarsanız su ana kadar da böyle olduğunu kendiniz fark edersiniz.  Çalışmamak ya da çalışmak zorunda olmayacak durumda olmak da buradaki sorunların hayatinizin başka alanlarında başka kişilerle tekrarlanmasından daha büyük bir değişime yol açmayacak.  Dış dünyayı kendime düşman olarak görüyorsam bu değişmeyecek. Kendimi yetersiz ya da güçsüz hissediyorsam, böyle hissetmeye devam edeceğim bunu tetikleyen is hayatında karşıma çıkan durumlar değil de sosyal çevremdeki olaylar olacak belki. Kendimi artık is arkadaşlarımla kıyaslamayacağım da arkadaşlarımla kıyaslayacağım. Ne değişti?  Acımın kaynağı iş hayatı değil, sosyal hayat oldu, aile hayati oldu ya da başka bir şey. O yüzden tabi ki zihin çalışmaları bu konudaki dönüşümün anahtarı. Çünkü zihnimiz değişmeden gerçekten bir değişim mümkün değil sadece geçici rahatlamalar mümkün.  Kendi hayatımda zihin çalışmalarına başlamamın sebebi kendimi çalıştığım iste çok mutsuz, çok sıkışmış, bunalmış ve bir çıkış yolu bulamaz halde hissetmemdi. Ve evet zihnim değiştiğinde her şey değişti. O yüzden paylaştığım teknikler teori değil. Kendi hayatımda uyguladığım kesin sonuçlarını gördüğüm etkili teknikler. 15 yıldır bu teknikleri birbirinden farklı durumlar için uyguluyorum ve gözle görülür sonuçlar alıyorum. İçimdeki etkisi paha biçilmez ve tarifsiz tabi ki. Güne mutsuz başlamıyorum eskiden olduğu gibi, iste geçirdiğim sureyi hayatımdan çalmış, çalınmış gibi hissetmiyorum. Onumu net görüyor, ne istediğimi biliyor ona giden adımları kolaylıkla atabiliyorum. Ve önüme çıkan her durumu büyüme fırsatı olarak görüp keyifle içinden geçiyorum.  İş hakkında sorun yaşanıyorsa hayatin her alanına yayılıyor. Akli is yerindeki bir tartışmaya, yetiştirmesi gereken isin stresine takılan kişi eve geldiğinde dikkatini, ilgisini ailesine veremiyor. Esiyle, çocuklarıyla ilişkisi yıpranıyor. Sağlığı bozulmaya başlıyor, hayatta önüne çıkan diğer fırsatları göremiyor. En önemlisi her gün güne mutsuz başlayıp mutsuz bitiriyor, bu mutsuzluğu çevresine de yayıyor. Bu kısır döngü içinden çıkamaz hale geliyor ve tüm hayat yaşanmadan geçip gidiyor ve bu çok hızlı oluyor. O yüzden bu konuda bir sorun varsa zihninizle çalışmayı ertelemeyin, hayatınızdan çalıyorsunuz. Birçok etkili zihin donuşum tekniğini bu sorun özelinde çalışacak şekilde özelleştirip, hızlı bir şekilde çözecek bir eğitim hazırladım. Adi “Is Hayatında Ruhunun Sesini Duymak”, katılan herkese çalışıyorum demek yerine dolu dolu yaşıyorum deme fırsatı verecek.   6. Sen kendi is hayatında bu tekniklerin nasıl faydasını gördün? Zihin çalışmalarına ilk başladığımda çok yoğun bir çalışma tempom vardı. Gece geç saatlere kadar ve hafta sonları çalışıyordum. Çok mutsuz ve tükenmiştim, kendime ait bir hayatım yoktu ve sağlığım da bozulmuştu, çok genç olmama rağmen ciddi hastalıklar ortaya çıkmıştı. Zihnimi dönüştürmeye başladığımda işe dair, çalışmaya dair, olmakta olana dair algımla ve yargılarımla çalıştım. Bir süre sonra arkadaşlarım sen hiç çalışmıyor gibisin demeye başlamışlardı bana. Çünkü aynı işleri yapmama rağmen artık ne yorgundum ne de mutsuz.  Dış dünyada hiçbir şey değişmemesine rağmen, yani aynı şirkette ayni işi yapmama rağmen fazla mesailer bitmişti. İstediğim her şeyi yapmaya hem zamanım hem enerjim vardı ve bunun için tek değiştirdiğim şey zihnimdi yani hayat hakkındaki algımdı. Kanada’ya ilk geldiğimde yeni is bulmanın zorluklarını ve sonrasında çalıştığım şirketlerde mutsuz olmamı gerektirecek birçok farklı sebebi yine bu teknikleri uygulara aştım ve aşıyorum. Önüme her zaman çok güzel fırsatlar çıktı. Ben kendi gücüme inandıkça, hayatla bağlantım derinleştikçe beni destekleyen bana fırsatlar getiren insanlar hep yanımda oldu. Bunlar tabi ki sadece zihin tekniği uygulayarak değil, çalışıp emek sarf edip aldığım sonuçlar. Ama zihnimdeki korkuları, limitleri temizlemeseydim, çevremdekilerin gerçek dediklerini kabul edip umutsuzluğa kapılsaydım çalışmak da tek başına bir ise yaramayacaktı.    7. Kanada’da yaşıyorsun, bilinçle çalışmanın yurtdışında yaşarken ne gibi faydalarını gördün?  Yurtdışında yaşayanların karşılaştıkları zorluklar bambaşka, her şeye sıfırdan başlamak çok büyük emek ve çaba. Ne kadar kolay olmayacağını bilerek çıkılan bir yol bile olsa o zorlukların içinden geçerken kendi gücünü unutmak, hayatta kalma döngüsüne girmek o kadar kolay ki. Aidiyet duygusunu kaybetmek, aileden, arkadaşlardan uzak olmak en büyük zorluklardan. Özellikle pandemi suresinde içinden geçilen durumlarda insanın içine dönebilmesi, sakin ve huzurlu kalabilmesinin ne kadar önemli olduğu, hayati bir değeri olduğu ortaya çıktı. Kendini anadilinde ifade edememek hem özgüveni etkileyen hem sürekli fazladan caba gerektiren bir şey.  Is bulmak, ise başlamak ve çalışılan iste yaşanan zorluklar yurtdışında yasayanlar için bambaşka zorluklarla geliyor. Her şeye sıfırdan başlaması gereken noktada dil, deneyimin geçerli sayılması, göçmenlik ve bazı ülkelerde kadın olma engeline bile takılıyor. Engellerin ötesine geçebilmek için kendi içsel gücümüzle bağlantıyı korumamız, zihnimizi limitlerin ötesine geçecek şekilde eğitmemiz hem ilerleyebilmemiz için hem de psikolojik olarak sağlam kalmamız için gerekli. Ben de bu zorlukları ve fazlasını yaşadım, yaşıyorum. Bunların içinden geçerken özümle bağlantıda kalmamı sağlayan teknikleri her zamankinden yoğun uyguladım. Ve biliyorum bilincim üzerinde çalışmaya devam etmeseydim hem gereksiz yere daha çok zorluk çekmiş olurdum hem de bu süreçten büyüyerek gelişerek çıkmak yerine hırpalanmış, tükenmiş ve kendinden uzaklaşmış bir şekilde çıkardım.  O yüzden bu hizmeti vermeye ve destek olmaya çalışıyorum. Çünkü  yaşanılan yerdeki hizmetler anadilde olmadığı için ayni etkiyi yaratmıyor ve  kişinin kendini rahatça ifade etmesi önemli. 8- Bir çok oyuncu karakterden karaktere ve rolden role geçiş yaparken bilinçaltında bir önceki canlandırdığı karakterden esintiler kalabiliyor. Sizce zihinleri boşaltmak ya da bir başka deyişle zihnimizi resetlemek mümkün mü? Bu konu da ne düşünüyorsunuz? Oyuncularda rol değiştirirken fark edilen bu durum aslında günlük hayatta hepimizin başına gelen bir şey, her güne bir önceki günden getirdiklerimizle başlıyoruz.  Dun olanın etkisi de on yıl önce olanın etkisi de hala yanımızda taşıdığımız ve bugünkü rolümüze halimize geçerken zorlanma geçememe sebebimiz Zihin çalışmalarının temel kullanım amacı geçmişten getirilen yükleri temizlemek, su anda ve burada tam olarak bulunmamızı sağlamak. On yıl önceki sizden bambaşka biri olma potansiyeliniz var şu an, niye önceki halinizle limitliyorsunuz? Zihin geçmişle dolu, onu boşaltmadan varoluşumuzu hissetmiyoruz. Yaşadığımızı hissetmiyor, olmakta olandan keyif alamıyoruz. Dokunuyor ama hissedemiyor, bakıyor ama göremiyoruz. Hayatla aramızda bir katman var gibi.  9-Size en çok hangi sorunlar ile geliyorlar ve bunlar için nasıl bir yol izliyorsunuz? Hayatın her alanında ilerlemek, en yüksek potansiyelini ortaya çıkarmak isteyenler, hayatında farklı zorluklar yasayanlar ya da zorluklar yasamaktan korktuğu için harekete geçemeyen insanlarla çalışıyorum.  Genellikle karşılaştığım semptomlar bıkkınlık, memnuniyetsizlik, gelecek korkusu, hayattan keyif almama, hedeflerini hayata geçirememe, tükenmişlik, yetersizlik hissi, sabırsızlık, güçsüzlük, yalnızlık… Kısaca korkunun farklı versiyonlarını yaşıyor oluyorlar.  Ancak dinginleştiğimizde özümüze ulaşırız ve bu kendimiz olduğumuz haldir.  O yüzden zihni dinginleştirecek ve farkındalığı arttıracak teknikler kullanıyorum.  İnsanlar kendi güç ve potansiyellerini fark ettiklerinde artık dışardaki dünyayı en büyük güç olarak görmezler. Endişe, panik ve korkunun yerini huzur alır. Kendi özüyle temasa gecen kişi artık kendini dış dünyanın ona dayattıklarıyla yasamak zorunda hissetmez, içsel özgürlüğünü fark eder.  Kendini yargılama, suçlama, yetersizlik duygusu, ustun olma ihtiyacı gibi insani kendini yasamaktan uzaklaştıran zihin kalıplarından özgür kalır. Böylece yasamakta oldukları hayattan keyif almaya başlar ve isteklerini kolayca hayata geçirirler. Zihnimiz netleştiği zaman gereken aksiyonları almak, sağa sola savrulmadan ileri gitmek mümkün hale gelir. Herkesin değerleri farklı ve insan o değerlerle hizalandığında tatmin olmaya ve hayatta ilerlemeye başlıyor. Zihin çalışmaları tabi ki emek istiyor, devamlılık esas. “Denedim olmadı”, “bu da ise yaramıyor” demek, umutsuzluğa yapışmak isteyen tarafımızın sesi ve hepimizin içinde böyle bir parça var. Bazılarımızda bu ses çok kısık bazısında çok yüksek. Hayalcilikten de bahsetmiyoruz. Zihnimizle çalışmak, dönüştürmek çok önemli. Ama tabi ki gereken adımları atmak, istekleri hayata geçirmek için harekete geçmek gerekli. Zihin çalışmaları, harekete geçmemenin sebebi olan olumsuz düşünceleri ve limitli inançları temizlediği için var olan olasılıkları görmek ve ilerlemek kolaylaşıyor. 10-Okuyucularımız ve takipçilerimiz için son olarak ne söylemek istersiniz? Yıllardır süregelen öğrenilmişliklerle kendimize yarattığımız kabukları hayatimiz boyunca taşımak zorunda değiliz.  Dış dünyayı gözümüzde çok büyütüp kendi gücümüzü yok sanma yanılgısına düşmüş olmak normal ama gerçek değil. Her an tekrar seçme sansımız var, her an hayatimizi istediğimiz şekilde değiştirme gücüne sahibiz. Hayat amacım insanların zihinlerindeki ve hayatlarındaki limitlerin üzerine yükselmesi, kendi özünün sınırsızlığına uyanıp her anlamda tatmin edici bir hayat yaşamasına yardım etmek. Herkesin en yüksek potansiyeline ulaştığı bir dünya görmeyi çok istiyorum.   Röportaj : Prenses Gülay Kılıç  Insta : @gulaykilicofficial  Mail  : gulaykilicofficial@gmail.com  
'Işıl Aksakal ''Her an tekrar seçme sansımız var, her an hayatimizi istediğimiz şekilde değiştirme gücüne sahibiz.''

Son zamanlarda en çok konuşulan ve merak edilen konulardan biri zihin dönüşümleri ve meditasyonlardı. Bu konuyu ile ilgili Zihin dönüşüm teknikleri uzmanı ve nefes terapisti Işıl Aksakal tüm merak edilenleri Cinemascope Dergisine anlattı.

 

Işıl Aksakal kimdir? Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Zihin dönüşüm teknikleri uzmanı, nefes terapisti ve bilgisayar mühendisiyim.
On yılı aşkın suredir zihin dönüşümü teknikleri, nefes, meditasyon eğitimleri veriyorum.
Dünya çapında tanınmış ustalardan aldığım eğitimleri, 15 yıldır kendi hayatimin her alanında uygulayarak rafine hale getirdim.  Herkes tarafından anlaşılır, uygulanabilir, pratik eğitimler hazırladım.  

Ayni zamanda 8 yıldır Kanada’da yaşıyor ve bilgisayar mühendisi olarak çalışmaya devam ediyorum. Her ne kadar iki meslek birbirinden farklı görünse de aslında birbirlerini besliyorlar.

Su anda on yıldır eğitmenliğini yaptığım; Eckhart Tolle, Marianne Williamson gibi spritüal öğretmenlere de ilham olmuş bir bilinç dönüşüm programı olan Mucizeler Kursu hakkında bir kitap yazıyorum.  

2-Zihin dönüşüm teknikleri nelerdir?

Zihin eğer onun tarafından kullanılmaz da onu işlevsel bir şekilde kullanmayı öğrenirsek çok faydalı bir araç. Farkındalığımızı yükseltip zihni gözlemlemezsek o yaşamımızı yönetir, gereksiz yere acı üretir. İnsanın çektiği acının büyük bolumu gereksizdir. Yani zihin gözlemlenmezse koşullanmış olarak çalışır ve acı üretir.

Zihin donuşum teknikleri zihni limitli inançlardan, duygusal yüklerden, koşullanmalardan arındırmak için tasarlanmış çalışmalardır. Sürekli geçmiş ya da gelecekte yaşayan zihni su ana getirmek, açık bir görüş kazandırmak asıl hedeftir. Ezbere yaşamayı, tepkisel ve dürtüsel karar almayı bırakmayı sağlarlar. 

Zihnimiz her şeye iyi kötü doğru yanlış dediği için ya sürekli bir şeyleri yasamaktan kaçınıyor ya da sürekli bir şeylerin pesinden koşuyor. Çünkü her duruma limitli bir algıyla bakıyor. Zihin çalışmaları bakış açımızı genişleterek gerçekçi ve net bir görüşe sahip olmamızı sağlar.

IŞIL AKSAKAL

 


3- Mesleğinizdeki bu tekniklerde amaç ve hedefiniz nelerdir?

İnsanların zihinlerindeki ve hayatlarındaki limitlerin üzerine yükselmesine, kendi özünün sınırsızlığına uyanıp her anlamda tatmin edici bir hayat yaşamasına yardım etmek.

Herkes özünde sınırsız güç ve bilgeliğe sahip. Ama bu güçle nasıl bağlantıya geçeceğini çoğu insan bilmiyor. Dikkatimizin çoğunu dış dünyaya verdiğimizde onu güçlendiriyoruz ve kendimizi, kendi gücümüzü her gecen gün unutuyoruz. 

Basitçe, bilincimizin ışığını içimize tutmak diyebiliriz bu uygulamaların bütününe.
Farkındalığımız iç dünyamıza çevirdikçe bize hizmet etmeyen düşünceleri temizlemeye, bahşedemediğimiz duyguları bütünlemeye ve kendi oluşumuzu, özümüzü fark etmeye başlıyoruz.

Böylece hem içimizdeki huzur ortaya çıkıyor, kendimizi tam ve bütün hissediyor ve bulunduğumuz anda var olmanın tadını çıkarmaya başlıyoruz. Hem de net olduğumuz için gideceğimiz yönü biliyor, kendi gücümüzü hissettiğimiz için de ilk zorlukta bırakıp geri donmuyoruz. Bu da hayatta yasamak istediğimiz deneyimleri yaşamamızı mümkün kılıyor.


Çabalama ve yapma döngüsünde o kadar kaybolmuşuz ki var olmayı unutmuşuz.

Ama bu dünyada aldığımız sonuçlar ne yaptığımız kadar nasıl bir bilinç haliyle yaptığımızla ilgili. Yani hem içsel hem dışsal yolculuğumuzun kalitesi bilincimizi ne kadar yükselttiğimizle ilgili.


Önünüzde birçok yol olduğunu duşunun. Yerde olduğunuz seviyeden baktığınızda,  gördüğünüzle hangi yolun istediğiniz noktaya gittiğini bilemezsiniz, hangisinin kısa hangisinin uzun olduğunu, hangisinin dağlık taşlık olduğunu görmezsiniz.

Ama yeteri kadar yukardan bakarsanız görüşünüz o kadar netleşir ki seçtiğiniz yoldan hem keyif alır hem de istediğiniz yöne gitmiş olursunuz.
 
4-Birçok meslek dalını bir arada yapan insanlar mevcut ve zihinsel yorgunluk yaşıyorlar. Sizce bu tekniklerle zihin yorgunluğunu atabilmek mümkün mü? Mümkünse neler önerirsiniz?

Zihin yorgunluğunun sebebi sessizleşememesi. Nasıl sessizleşeceğini bilmemesi.
Su anda ne kadar çok şeyle meşgul olduğumuzla ilgili değil. Zihnimizde ne kadar çok gurultu olduğuyla ilgili.

Bu zihni zorla susturmak, düşünmemeye zorlamak değil, bunu denerseniz zaten ise yaramadığını görürsünüz. Zihni izleyerek başlıyoruz. Zihnin mekanizmasını anlayarak.
Zihindeki gurultu, durmadan akan ya geçmiş hakkında ya gelecek hakkında düşünceler.
Zihninizi bir dakika izleyin ve düşüncelerinizi not etmeye çalışın, göreceksiniz ki
Kesintisiz düşünce akısı var. Bu düşüncelerin büyük kısmı bir işimize yaramıyor aksine bizi kapana kısılmış gibi yaşatıyor.

Zihin çalışmaları, nefes ve meditasyonla zihindeki gurultu önce azalıyor sonra yok oluyor, o zaman zihin netleşiyor ve her şey hızlanıyor. Okuduğunuzu anlıyor, dinlediğinizi duyuyor yaptığınızda hızla ilerliyorsunuz. Ne istediğinizi biliyor onunuzu net görüyorsunuz. 

Siz düşünceleri tanık olarak izlemeye başladığınızda zihin sakinleştirir, siz düşünceleri izlemeye başlayınca zihin eskisi kadar gereksiz düşünce üretemez.

Zaten bu haldeyken ürettiği düşünceler çözüm odaklı ve işlevsel düşünceler değil, daha çok gurultu.

O gurultu azaldığında gerçekten düşünmeye başlıyoruz, konsantrasyon dediğimiz bu. Konsantre olarak çalıştığınızda yorulmazsınız, zihniniz dağınıksa ve çalışmaya çalışıyorsanız yorulursunuz.
Zihin ne kadar geçmiş ve gelecekle meşgulse o kadar üretmekten uzaktır.

Yaratıcı düşünceler sessizlikte ortaya çıkar. Dış ortamın degil zihnin sessizliğinde. Dinginleştiğinizde.

IŞIL AKSAKAL

5-İş bulamadığı için ya da memnun olmadığı bir işte çalışanlar için zihinsel bunalım söz konusu olabiliyor. Mesleğinizle Zihinsel bunalıma girenlere çözüm yolu bulabilmenin yolları var mı? Var ise nelerdir?

İş bulamamak da çalıştığımız iste mutlu olmamak da zihnimizdeki kalıplar ve onun sonucunda oluşan duygusal yüklerle ilgili.   
Aslında içinde sıkışıp kaldığımız su anda içinde bulunduğumuz hayat koşulları değil, zihin halimiz ve duygularımız. 
Bizi o kadar aşağı çekiyor ki hiçbir şey yapmaya gücümüz yetmezmiş gibi bir yanılgı oluşuyor. 
Kendimize ve duruma dışardan bakamadığımız için ne kendi potansiyelimizi ne de durumun içindeki potansiyelleri görüyoruz.

Her şeyden önce çalışmak hakkında çok ciddi yargılarımız var.
Kendimizle ilgili yargılarımız var, neyi yapıp neyi yapamayacağımızla ilgili limitli inançlarımız var. Yaptığımız isle, yapmamız gerekenle, neyi hakkedip neyi etmediğimizle. Kendini diğer insanlarla kıyaslama, kendini değersizleştirme, başkaları tarafından yargılanma korkusu, kendini ispatlama çabası, zarar görme, issiz kalma korkusu vs.

Bunlar aşılmadan bir değişim mümkün mu? Peki bunlar nasıl değişir?

Is değiştirerek mi, pozisyon değiştirerek mi, çalışmayarak mı?
Piyangodan para çıkıp, büyük bir miras kalınca mı?

Hiçbiri değil, is değiştirirseniz ve algınız ve duygusal haliniz değişmediyse benzer sorunları tekrar ve tekrar başka kişilerle yaşayacaksınız. 
Ki donup bir geriye bakarsanız su ana kadar da böyle olduğunu kendiniz fark edersiniz. 
Çalışmamak ya da çalışmak zorunda olmayacak durumda olmak da buradaki sorunların hayatinizin başka alanlarında başka kişilerle tekrarlanmasından daha büyük bir değişime yol açmayacak. 
Dış dünyayı kendime düşman olarak görüyorsam bu değişmeyecek.
Kendimi yetersiz ya da güçsüz hissediyorsam, böyle hissetmeye devam edeceğim bunu tetikleyen is hayatında karşıma çıkan durumlar değil de sosyal çevremdeki olaylar olacak belki.
Kendimi artık is arkadaşlarımla kıyaslamayacağım da arkadaşlarımla kıyaslayacağım. Ne değişti? 
Acımın kaynağı iş hayatı değil, sosyal hayat oldu, aile hayati oldu ya da başka bir şey.

O yüzden tabi ki zihin çalışmaları bu konudaki dönüşümün anahtarı. Çünkü zihnimiz değişmeden gerçekten bir değişim mümkün değil sadece geçici rahatlamalar mümkün. 

Kendi hayatımda zihin çalışmalarına başlamamın sebebi kendimi çalıştığım iste çok mutsuz, çok sıkışmış, bunalmış ve bir çıkış yolu bulamaz halde hissetmemdi. Ve evet zihnim değiştiğinde her şey değişti. O yüzden paylaştığım teknikler teori değil. Kendi hayatımda uyguladığım kesin sonuçlarını gördüğüm etkili teknikler. 15 yıldır bu teknikleri birbirinden farklı durumlar için uyguluyorum ve gözle görülür sonuçlar alıyorum. İçimdeki etkisi paha biçilmez ve tarifsiz tabi ki.
Güne mutsuz başlamıyorum eskiden olduğu gibi, iste geçirdiğim sureyi hayatımdan çalmış, çalınmış gibi hissetmiyorum. Onumu net görüyor, ne istediğimi biliyor ona giden adımları kolaylıkla atabiliyorum. Ve önüme çıkan her durumu büyüme fırsatı olarak görüp keyifle içinden geçiyorum. 

İş hakkında sorun yaşanıyorsa hayatin her alanına yayılıyor.
Akli is yerindeki bir tartışmaya, yetiştirmesi gereken isin stresine takılan kişi eve geldiğinde dikkatini, ilgisini ailesine veremiyor. Esiyle, çocuklarıyla ilişkisi yıpranıyor.
Sağlığı bozulmaya başlıyor, hayatta önüne çıkan diğer fırsatları göremiyor.
En önemlisi her gün güne mutsuz başlayıp mutsuz bitiriyor, bu mutsuzluğu çevresine de yayıyor. Bu kısır döngü içinden çıkamaz hale geliyor ve tüm hayat yaşanmadan geçip gidiyor ve bu çok hızlı oluyor.

O yüzden bu konuda bir sorun varsa zihninizle çalışmayı ertelemeyin, hayatınızdan çalıyorsunuz. Birçok etkili zihin donuşum tekniğini bu sorun özelinde çalışacak şekilde özelleştirip, hızlı bir şekilde çözecek bir eğitim hazırladım. Adi “Is Hayatında Ruhunun Sesini Duymak”, katılan herkese çalışıyorum demek yerine dolu dolu yaşıyorum deme fırsatı verecek.

 

6. Sen kendi is hayatında bu tekniklerin nasıl faydasını gördün?

Zihin çalışmalarına ilk başladığımda çok yoğun bir çalışma tempom vardı.
Gece geç saatlere kadar ve hafta sonları çalışıyordum. Çok mutsuz ve tükenmiştim, kendime ait bir hayatım yoktu ve sağlığım da bozulmuştu, çok genç olmama rağmen ciddi hastalıklar ortaya çıkmıştı. Zihnimi dönüştürmeye başladığımda işe dair, çalışmaya dair, olmakta olana dair algımla ve yargılarımla çalıştım. Bir süre sonra arkadaşlarım sen hiç çalışmıyor gibisin demeye başlamışlardı bana. Çünkü aynı işleri yapmama rağmen artık ne yorgundum ne de mutsuz.  Dış dünyada hiçbir şey değişmemesine rağmen, yani aynı şirkette ayni işi yapmama rağmen fazla mesailer bitmişti. İstediğim her şeyi yapmaya hem zamanım hem enerjim vardı ve bunun için tek değiştirdiğim şey zihnimdi yani hayat hakkındaki algımdı.

Kanada’ya ilk geldiğimde yeni is bulmanın zorluklarını ve sonrasında çalıştığım şirketlerde mutsuz olmamı gerektirecek birçok farklı sebebi yine bu teknikleri uygulara aştım ve aşıyorum. Önüme her zaman çok güzel fırsatlar çıktı. Ben kendi gücüme inandıkça, hayatla bağlantım derinleştikçe beni destekleyen bana fırsatlar getiren insanlar hep yanımda oldu.

Bunlar tabi ki sadece zihin tekniği uygulayarak değil, çalışıp emek sarf edip aldığım sonuçlar. Ama zihnimdeki korkuları, limitleri temizlemeseydim, çevremdekilerin gerçek dediklerini kabul edip umutsuzluğa kapılsaydım çalışmak da tek başına bir ise yaramayacaktı. 

 

Işıl Aksakal


7. Kanada’da yaşıyorsun, bilinçle çalışmanın yurtdışında yaşarken ne gibi faydalarını gördün? 

Yurtdışında yaşayanların karşılaştıkları zorluklar bambaşka, her şeye sıfırdan başlamak çok büyük emek ve çaba. Ne kadar kolay olmayacağını bilerek çıkılan bir yol bile olsa o zorlukların içinden geçerken kendi gücünü unutmak, hayatta kalma döngüsüne girmek o kadar kolay ki.

Aidiyet duygusunu kaybetmek, aileden, arkadaşlardan uzak olmak en büyük zorluklardan. Özellikle pandemi suresinde içinden geçilen durumlarda insanın içine dönebilmesi, sakin ve huzurlu kalabilmesinin ne kadar önemli olduğu, hayati bir değeri olduğu ortaya çıktı. Kendini anadilinde ifade edememek hem özgüveni etkileyen hem sürekli fazladan caba gerektiren bir şey. 

Is bulmak, ise başlamak ve çalışılan iste yaşanan zorluklar yurtdışında yasayanlar için bambaşka zorluklarla geliyor. Her şeye sıfırdan başlaması gereken noktada dil, deneyimin geçerli sayılması, göçmenlik ve bazı ülkelerde kadın olma engeline bile takılıyor. Engellerin ötesine geçebilmek için kendi içsel gücümüzle bağlantıyı korumamız, zihnimizi limitlerin ötesine geçecek şekilde eğitmemiz hem ilerleyebilmemiz için hem de psikolojik olarak sağlam kalmamız için gerekli.

Ben de bu zorlukları ve fazlasını yaşadım, yaşıyorum. Bunların içinden geçerken özümle bağlantıda kalmamı sağlayan teknikleri her zamankinden yoğun uyguladım. Ve biliyorum bilincim üzerinde çalışmaya devam etmeseydim hem gereksiz yere daha çok zorluk çekmiş olurdum hem de bu süreçten büyüyerek gelişerek çıkmak yerine hırpalanmış, tükenmiş ve kendinden uzaklaşmış bir şekilde çıkardım.  O yüzden bu hizmeti vermeye ve destek olmaya çalışıyorum. Çünkü  yaşanılan yerdeki hizmetler anadilde olmadığı için ayni etkiyi yaratmıyor ve  kişinin kendini rahatça ifade etmesi önemli.

8- Bir çok oyuncu karakterden karaktere ve rolden role geçiş yaparken bilinçaltında bir önceki canlandırdığı karakterden esintiler kalabiliyor. Sizce zihinleri boşaltmak ya da bir başka deyişle zihnimizi resetlemek mümkün mü? Bu konu da ne düşünüyorsunuz?

Oyuncularda rol değiştirirken fark edilen bu durum aslında günlük hayatta hepimizin başına gelen bir şey, her güne bir önceki günden getirdiklerimizle başlıyoruz. 
Dun olanın etkisi de on yıl önce olanın etkisi de hala yanımızda taşıdığımız ve bugünkü rolümüze halimize geçerken zorlanma geçememe sebebimiz
Zihin çalışmalarının temel kullanım amacı geçmişten getirilen yükleri temizlemek, su anda ve burada tam olarak bulunmamızı sağlamak. On yıl önceki sizden bambaşka biri olma potansiyeliniz var şu an, niye önceki halinizle limitliyorsunuz?

Zihin geçmişle dolu, onu boşaltmadan varoluşumuzu hissetmiyoruz. Yaşadığımızı hissetmiyor, olmakta olandan keyif alamıyoruz. Dokunuyor ama hissedemiyor, bakıyor ama göremiyoruz. Hayatla aramızda bir katman var gibi. 

9-Size en çok hangi sorunlar ile geliyorlar ve bunlar için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Hayatın her alanında ilerlemek, en yüksek potansiyelini ortaya çıkarmak isteyenler, hayatında farklı zorluklar yasayanlar ya da zorluklar yasamaktan korktuğu için harekete geçemeyen insanlarla çalışıyorum. 
Genellikle karşılaştığım semptomlar bıkkınlık, memnuniyetsizlik, gelecek korkusu, hayattan keyif almama, hedeflerini hayata geçirememe, tükenmişlik, yetersizlik hissi, sabırsızlık, güçsüzlük, yalnızlık…
Kısaca korkunun farklı versiyonlarını yaşıyor oluyorlar. 

Ancak dinginleştiğimizde özümüze ulaşırız ve bu kendimiz olduğumuz haldir. 
O yüzden zihni dinginleştirecek ve farkındalığı arttıracak teknikler kullanıyorum. 

İnsanlar kendi güç ve potansiyellerini fark ettiklerinde artık dışardaki dünyayı en büyük güç olarak görmezler. Endişe, panik ve korkunun yerini huzur alır.
Kendi özüyle temasa gecen kişi artık kendini dış dünyanın ona dayattıklarıyla yasamak zorunda hissetmez, içsel özgürlüğünü fark eder. 
Kendini yargılama, suçlama, yetersizlik duygusu, ustun olma ihtiyacı gibi insani kendini yasamaktan uzaklaştıran zihin kalıplarından özgür kalır.
Böylece yasamakta oldukları hayattan keyif almaya başlar ve isteklerini kolayca hayata geçirirler.

Zihnimiz netleştiği zaman gereken aksiyonları almak, sağa sola savrulmadan ileri gitmek mümkün hale gelir.

Herkesin değerleri farklı ve insan o değerlerle hizalandığında tatmin olmaya ve hayatta ilerlemeye başlıyor.

Zihin çalışmaları tabi ki emek istiyor, devamlılık esas. “Denedim olmadı”, “bu da ise yaramıyor” demek, umutsuzluğa yapışmak isteyen tarafımızın sesi ve hepimizin içinde böyle bir parça var. Bazılarımızda bu ses çok kısık bazısında çok yüksek.

Hayalcilikten de bahsetmiyoruz. Zihnimizle çalışmak, dönüştürmek çok önemli. Ama tabi ki gereken adımları atmak, istekleri hayata geçirmek için harekete geçmek gerekli. Zihin çalışmaları, harekete geçmemenin sebebi olan olumsuz düşünceleri ve limitli inançları temizlediği için var olan olasılıkları görmek ve ilerlemek kolaylaşıyor.

10-Okuyucularımız ve takipçilerimiz için son olarak ne söylemek istersiniz?

Yıllardır süregelen öğrenilmişliklerle kendimize yarattığımız kabukları hayatimiz boyunca taşımak zorunda değiliz. 

Dış dünyayı gözümüzde çok büyütüp kendi gücümüzü yok sanma yanılgısına düşmüş olmak normal ama gerçek değil. Her an tekrar seçme sansımız var, her an hayatimizi istediğimiz şekilde değiştirme gücüne sahibiz.

Hayat amacım insanların zihinlerindeki ve hayatlarındaki limitlerin üzerine yükselmesi, kendi özünün sınırsızlığına uyanıp her anlamda tatmin edici bir hayat yaşamasına yardım etmek. Herkesin en yüksek potansiyeline ulaştığı bir dünya görmeyi çok istiyorum.

 

Röportaj : Prenses Gülay Kılıç 
Insta : @gulaykilicofficial 
Mail  : gulaykilicofficial@gmail.com

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cinemascopedergisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

https://playdotjs.com/